11 Aralık 2014

Bebekle Floransa

Heyecanlıydık çünkü 5 aylık bebeğimiz ile tatil amaçlı ilk yurtdışına çıkışımızdı.. Bundan mütevellit ne kadar az fotoğraf çektiğimi de bu postu yaparken farkediyorum :) Asya kuzuyu Floransa, Pisa ve Bologna'nın neredeyse tamamını kucağımızda gezdiğinden bu bile iyi bir performans aslında :) Bir kaç günlük bel ağrısı, hafızalarda güzel anılar ve bir kaç kare fotoğraf kaldı geriye, korktuğumuz kadar zor olmadı. 

Floransa mı? Al eline haritanı, bırak kendini daracık sokaklara, kayboldum zannet ve her seferinde şehrin meşhur meydanlarından birinde bul kendini.. İndi bindiler yaptırmayan, yerin bir altına inip bir üstüne çıkarmayan, aheste aheste gezilecek şehir Floransa.. Güzel Floransa. 



Tüm şehri bir baştan sonuna sokak sokak yürü 1 gününü alır. Bizim gibi 1 müze ile turu tamamlamak istersen bilemedin bir buçuk gün.. Ki düşün ben bunu 5 aylık bebe ile yaptım :) Tempomuzu hayal et..


İlk durağımız Duomo.. Yani Floransa Katedrali. Gotik tarzın güzel bir örneği olan katedralin içi Rönesansın sadeliğini tam olarak yansıtıyor.  Floransa da görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada. Zaten o kadar ki civarda neredeyse her yol sizi Katedralin bulunduğu meydana çıkaracaktır.  Duomonun çevresinde mutlaka bir tur atın, her acısı ayrı görkemli ve görülesi.



Katedralin tavanından bir kare. 


Piazza della Signoria: Floransa'nın en önemli meydanlarından birisi, bizimse ikinci durağımız. Mighael Angelo'nun ünlü 'Davut' heykelinin bir kopyası bu meydanda bulunuyor. 
Meydanı çevreleyen birbirinden şirin kafeler ise mola vermek ve güzel İtalyan kahvelerini yudumlamak için ideal.
 Ayrıca Vecchio sarayı da bu meydandadır. 


Bu da bizden bir kare, arno kıyısında emzik savaşları :) 
Ponte Vecchio yani eski köprü bir çok Floransa karesine giren o meşhur köprü. Arno nehri üzerindeki 6 köprüden birisi hatta en ünlüsü.
 Uffizi ile Medici sarayını birbirine bağlıyor. İçi köprü boyunca sağlı sollu minik kuyumcu dükkanları ile dolu, ortasındaki pencerelerde arkanızda nehir manzaralı hoş fotoğraflar çektirmek mümkün olsa da uzaktan daha hoş göründüğü kesin. 


Floransanın kiremit rengi, kendine has dar sokaklarında sıklıkla böyle minik hoşluklarla karşılaşılıyor. 
Kalpler, balonlar duvarlarda uçuşuyor. 



Dar sokaklarından bir kare daha. 
İşte bu yüzden İtalya da arabalar hep küçücük. 


Camına zarif bir aile fotoğrafı iliştirilmiş mücevher dükkanı. Vitrindeki takılardan çok aile fotoğrafına bayıldığım doğrudur.



Tek kare yalnız pozum yok! Neyse ki henüz 'ben nasıl çıkmışım' diye her kareden sonra makinaya yapışacak kıvamda değil :))


Saray gezmek isteyenler Pitti sarayını , saray bahçesi gezmek isteyenler Boboli bahçelerini de tercih edebilir ama biz bu gezimizde Avrupa'nın saray ve bahçelerine doyduğumuzdan Floransa sokaklarını tercih ettik.. Ne de olsa sanat sokakta! 


Roma dondurması kadar olmasa da Floransa dondurması da mutlaka yenmesi gereken listesine girmeli bence. Dondurma yemek için her zaman iyi bir bahane üretmeye gerek yok değil mi :) 


Floransayı en iyi izleyebileceğiniz şehir terası; Piazzale Michelangelo yani Michelangelo meydanı. Floransalı mimar Poggi tarafından yapılan meydan şehirdeki en iyi panoromik nokta ve Michelangelo'nun eserlerinin bir kaçının kopyasına ev sahipliği yapıyor. Gün batımında şarabını ve sandevicini kapanların yada bolca turistin oluşturduğu minik bir izdihamla karşılaşma garantili! 


Floransa da arabalar küçük derken ciddiydim! 


Kucaktan yanlışlıkla inip arabasına kurulmuş minik bir Floransa turisti :) 


Signorio meydanındaki Vecchio sarayından nehire doğru inerseniz Uffuzi Galerisinin kapısında buluverirsiniz kendinizi. İtalya'nın modern sanata olan düşkünlüğünün kanıtı gibi adeta galeri. Önündeki uzun kuyruklar sizi korkutmasın çünkü kuyrukta beklemeye gerek yok. Kuyrukta beklememek için içi seçenek var. Bileti online olarak almak yada öğleden sonra 4-5 gibi gitmek. Hıı ben sanat severim, galerilere girdim mi sabahtan akşama kadar çıkamam diyorsanız onu bilemem :) o zaman ya internet biletine paraları bayılınız yada kuyrukta bayılınız, tercih size kalmış. Yukarıdaki kare ise galerinin tavanlarından ufacık bir kesit. 


Bir başka kare.


Ve bir başkası.


 Ve bir kare daha. 
Anladığınız üzere tavanlara bakarak aklım bir karış havada ağzım da bir karış açık gezdiğim doğru!


Kucağımda bebe, depreşmiş sanat aşkımız ile galeriyi gezdikten sonra ben :) 
Ve farkettim ki galeri içinde bir kaç kareden başka birşey çekmemişim. Çok ünlü tablolar var oysa. Koskoca klasik dönem Rönesans tablo ve heykelleri ile dolu içerisi :) 


Uffizi'nin terasındaki cafe galeride geçirilen saatlerin yorgunluğunu atmak için ideal. Üstelik duomo ve çan kulesi manzarası eşliğinde.. 


Gün batımı, ışık oyunları ve kızıl çatılar.. Ee son bir kare çekmesemiydim :)


Bay bay Floransa..


Unutmadan!! Foransa'ya gitmeden yapmanız gerekenler konusunda başı çeken euro çevirmek. Change office'ler zorlama şekilde uydurulmuş bir vergi alıyorlar ki bildiğiniz yasal tefecilik, çevirdiğiniz paralar kuş olup uçuyor bilesiniz. 100 euro kadar parası tefecilik vergisi yüzünden hiç edilmiş insan evladı olarak tecrübe ile sabittir! %30 komisyon ne demek sayın okuyucu!! 

İtalya'ya her gidişten sonra ailecek yenilediğimiz cümle 'bir daha gelmiycez sana kazıkçı italya' oluyor ama yine gidiyoruz işte. Tamamen turist kazıklamak üzerine kurulmuş bir düzen olsa da, güzelliği çekip duruyor insanı!

Yeme içme: Söz konusu İtalya ise yeme içme konuşmaya ne gerek var. Menü zaten makarna yada pizza :) 

Ulaşım: yok öyle birşey, Floransa dediğin tabanvayla gezilir.

Konaklama; merkeze 15-20 dk. yürüme mesafesindeki her yer ideal. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder