Cebelitarık boğazına pek yakın, Tanca'nın gözbebeği, okyanusla iç içe geçmiş, dev dalgaların surlarını dövdüğü, dalgadan daha beyaz, denizden daha mavi, yosundan daha yeşil boyanmış duvarları ile oracıkta öylece duruyor Assilah..
Dar sokaklı, güzel kapılı evleri olan, gün batımı güzel Assilah..
Fas'a gelmişken görmeden edemedik beyaz duvarlarını. Birazını gece gezdik, birazını gün gözüyle.. Sur içinde kalan eski Şehrin her sokağına girip çıksan en fazla 1 saatte biter, öyle küçücük bir yer. Ama her sokaktan 10 defa çekmek isteyeceğin kadar da güzel.
Gün batımından az evvel varınca şehre bize de kısmet oldu okyanusa batan güneşin ışıklarıyla büyülenmek.
Meğer okyanusun ardına geçerken güneş daha bir görkemli batıyormuş burada öğrendim.
Gündüz gözüyle ayrı güzelmiş minicik Assilah, güzel aydınlatılmış sokakları ile gece ayrı güzel..
Surun içinden çıkıp şehrin şimdiki merkezine gidince Fas'da gördüğüm en neşe dolu kalabalık ile karşılaşıyoruz. Ortalık panayır yeri gibi. Hava soğuk ama herkes sokaklarda.
Yaz aylarının Çeşme'si gibi canlı her yer cıvıl cıvıl. Fas'da gördüğümüz diğer şehirler kadar güvensiz de gelmiyor üstelik gözümüze.
Yada 3. gecemiz olduğu için göz aşinalığı, bilemedim.
İşte başından sonuna Assilah bu, aşağıdaki fotoğraflar kadar. Keyifli, tadı damakta. Belki de benim gözümden kaçanlarla bir tık daha fazlası.. Kimbilir?
Gidilecek 400 km. yolumuz olunca geldiğimiz gibi usul usul ayrılıyoruz..
Hoşçakal renklerin cenneti..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder