18 Ocak 2016

Sofya da kış


bu sene yeni yıla babamızdan ayrı ve istanbul'daki evimizde karlar içinde girmiştik.. nasıl girersen öyle geçer söylemi sanırım sadece şehir efsanesi değilmiş.. 2016'nın üçüncü haftasındayız sofya'ya geldiğimizden beri neredeyse kar hiç kalkmadı ve babamız sürekli iş seyahatinde veya yemeğinde olduğu için neredeyse asya ile hep yalnızız...
geçen haftanın 3 gününü babamız yurtdışındayken :( asya'nın hastalığı ile geçirdik. 2 yıldır ilk defa hasta oluyordu, bu konuda yeterince tecrübesizdim, Bulgaristan'da hastaneler berbat olduğu ve  ilaç kullanmaya karşı olduğum için hastaneye gitmek istemiyordum, biraz panikledim ve berbat bi 3 gün geçirdik..
sanki çocuğun hasta olmasını istermiş gibi süreki hasta oldu mu, olmadı mı, olmuştur ya (salağım çünkü ben çocuk hastalıktan sürünüyor ama anlamıyorum) diyenlere selam! sonunda hasta oldu, bir daha sormanıza gerek kalmadı. yine de çok şükür kolay atlattık. hatta bu hafta yağan yoğun kar terasımızda bir karıştan fazla olunca çıkıp asya boyunda bir kardan adam bile yaptık..

kardan adam yaparken o kadar eğlendik ki (evet sadece ben de eğlenmiş olabilirim). mesela babamız yığma usulü bir kardan adam yapmak için ısrar edip benim kardan adamımı berbat etti, bu savaş sebebi olduğu için kar topu ile birbirimizi hunharca vurmaya başladık. savaş bittiğinde herkes kendi kardan adamını yapmaya başladı. sonuçta ortada sadece bir kardan adam ve anlamsız bir kar yığını vardı. belediye terasımızdaki karları küremesi için babamızı tutmuş olmalı :)


kar bu hafta sonu hiç durmadan yağıp şehir beyaza kesince biz de hazır babamız evde iken (nasıl olduysa) attık kendimizi dağ yoluna..
pencereden bakınca beyaz bir masalın içinde gibiydik ve kim bilir yukarısı ne kadar güzeldi.
önce kahvelerimizi aldık, ardından gaza bastık ve vitoşa'ya tırmanmaya başladık. yerleşim bölgesine kadar yollar gayet güzeldi. belli bir noktadan sonra polis dikkatli gitmemiz için yol durumu ile ilgili kısaca bilgi verdi ve saatte 40 km hızla tırmanmaya başladık.
yol kenarında 1 metreden fazla kar var ve yol bile bembeyazken tıngır mıngır yol almak öyle keyifli ki inanın tarifi mümkün değil. karlar ülkesine yol alır gibi..
kar öyle bir mutluluk ki insan sadece beyaza bakmaktan bile mutlu olabiliyor. ama aslında kar büyülü bir çile.. bu soğukta sadece konfora sahipsen büyülüyor insanı değil mi :(
sıcacık koltuğumuzda bir kaç saatlik turumuzdan sonra sıcacık yuvamıza dönme imkanımız olduğu için çok şanlıyız değil mi.. dilerim ki kar herkes için sadece büyü olarak kalsın, kimsenin kabusu olmasın..
şehir merkezindeki yarım metre kara rağmen hayatın durmadığını söylesem sanırım kimse şaşırmayacaktır. mesela biz yeni yıl günü başakşehir'de bir karış kar var diye mahsur kalmıştık ama burada dağa bile tırmandık.. ilginç tabi..   
romantik bir yürüyüş yapalım derken asya uyuyakalınca keyfini bozmaya kıyamadığımız için arabadan sadece 2 mt. uzaklaşarak ice coffee'ye dönmüş kahvem ile bir fotoğraf ekleyip bye bye diyorum :) yani sonuçta kimse kahvemin soğuk olduğunu, sadece arabanın etrafını tavaf ettiğimizi ve soğuktan totomuzun donduğunu bilmiyor değil mi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder